Paul Bearer’ın Urn’ü
Aslında Urn kelimesinin Türkçe karşılığı semaver demek, bu yüzden fazla mantıklıca olmadığı için orijinal diliyle kullanmak daha mantıklı. Paul Bearer, güreş tarihinin en çok hatırda kalan menajerlerinden. Ama bu Urn sadece onun aracı değil, bunun içinde aynı zamanda Taker’a güç veren küllerin de bulunduğu düşünülmekte.
Paul Bearer her maça Urn ile gelirdi. Uzun yıllar Taker’ın menajerliğini yapan Bearer, bu dönemde Urn’ü kullanıyordu.
Taker yenilecekken, veya güçsüz duruma düşmüşken Bearer hemen ring dışından Taker’a yaklaşır ve Urn’ü ona doğru gösterip kimi zaman sallardı. Taker da bununla Hulk-up benzeri bir olayı yaşardı ve kalkıp rakip güreşçiye haddini bildirirdi. Bearer yeri geldiğinde bu Urn’ü de rakip güreşçilere geçirmekten geri kalmamış, yeri geldiğinde de kendini bununla korumak istemiştir. Kısacası Bearer deyince akla gelecek ilk şeylerdendir Urn. Efsanelik özelliğini de buradan alır.
Mankind’ın Mr.Socko’su
Mick Foley federasyona ilk alındığında Mankind gimmickini önermişti, bu oldukça zekiceydi, aksi halde diğer gimmicklerin ömrü fazla olmayacağından Foley’in de federasyondaki görevi çabuk bitecekti. Mankind’ı Mankind yapan şeyin ne olduğunu ise onu izleyenler çok iyi bilir, Maske ve Mr.Socko. Bu maskeli adam, yeri geldiğinde Hell in a Cell’den uçmuş, yeri geldiğinde raptiyelerin üstüne Chokeslam yemiş, yeri geldiğinde yanan masaya spear ile yapışmıştır. Ama her şeye rağmen tek bir hareketi bile maçı onun lehine çevirir.
Rakip sersemledikten sonra Mankind’ın eli hemen cebine gidiyordu, bu kimi coşturmazdı ki ? Cebinden fosforlu kalem renginde göz ve ağız çizilmiş bir beyaz çorap çıkarır hızlıca eline geçirirdi. Ondan sonra ise elini havaya kaldırır ve rakibini bekleme pozisyonuna geçerdi. Rakibi arkasını döner dönmez hemen elini rakibinin ağzına daldırırdı. Rakip boğulma tehlikesi geçirir, veya psikolojik olarak yıpranır, pes ederdi. Bu hareket Mankind’ın Double Arm DDT’den sonraki ikinci finisherıydı. Adı da Mandible Claw’dı. Şüphesiz Mankind’ı hatırımızda bırakan şeydir Mr.Socko. Bu çoraplar bize çok güzel maçlar izletti. Teşekkürler Socko.
Triple H’in Sledgehammer’ı
Başlığı okur okumaz hemen bu darbeler aklınıza gelebilir. Çünkü Sledgehammer gerçekten efsanevi bir nesnedir. Triple H, gerek DX ile olduğu dönemlerde, gerekse tek başına güreştiği dönemlerde Sladgehammer’ı çokça kullanmıştır. Extreme maçlarda, rakibini bununla korkutan Triple H, RAW’a 2009’da döndükten sonra sıkça kullanmaya devam etmiştir. Özellikle Wrestlemania 25’te Orton’a geçirdiği koca Sledgehammer darbesinden sonra rahatça tuşu bulması da, Sledgehammer’ın gücünü göstermektedir.
Bu balyoz, Triple H heelken de oldukça kullanılırdı. HHH maçlara bununla gelir, sonunda bir yolunu bulup bunu kullanırdı. Hatta, Elimination Chamber’da bile Goldberg’in yegane spear’ına Sledgehammer ile karşılık vermiş ve tuşu bularak kemeri almıştır. Sledgehammer’ın mazisi çok geniştir. Şunu bilmeniz gerek ; Eğer Triple H’e meydan okuyorsanız, kafanıza koca bir Sledgehammer darbesi elbet yiyeceksiniz demektir.
Team 3D’nin Masaları
Şu lafı kaç defa duydunuz ; “Devoooon, Get the tables !”. Çok kez duymuş olanınız vardır, TNA’de şu anki adlarıyla Brother Ray, Brother Devon isimli iki takım arkadaşı, ECW’da Dudley Boyz ismiyle onlarca masa kırmıştır. Bu iki kafa dengi, tek başına güreşmeye çalışmışlar, fakat asla takım oldukları kadarkinden büyük reaksiyon yaratamamışlardır.
Team 3D, ECW-WWE dönemindeki Dudley Boyz olarak yoluna devam ederken, ikili rakibe 3D hareketini uyguladıktan sonra Ray, Devon’a döner ve bağırır. Devon gider ve bir masa kapar. İkili ya masaya TopRope Powerbomb kombinasyonunu uygular, ya da 3D hareketiyle rakibini parçalar. ECW’da nice yanan masaları kıran bu ikilinin TNA’de bile hala seyirciyi coşturan bir cümlesi var, umarım bunu uzun yıllar da duyarız ; “Devooon, Get the tables!”.
Aslında Urn kelimesinin Türkçe karşılığı semaver demek, bu yüzden fazla mantıklıca olmadığı için orijinal diliyle kullanmak daha mantıklı. Paul Bearer, güreş tarihinin en çok hatırda kalan menajerlerinden. Ama bu Urn sadece onun aracı değil, bunun içinde aynı zamanda Taker’a güç veren küllerin de bulunduğu düşünülmekte.
Paul Bearer her maça Urn ile gelirdi. Uzun yıllar Taker’ın menajerliğini yapan Bearer, bu dönemde Urn’ü kullanıyordu.
Taker yenilecekken, veya güçsüz duruma düşmüşken Bearer hemen ring dışından Taker’a yaklaşır ve Urn’ü ona doğru gösterip kimi zaman sallardı. Taker da bununla Hulk-up benzeri bir olayı yaşardı ve kalkıp rakip güreşçiye haddini bildirirdi. Bearer yeri geldiğinde bu Urn’ü de rakip güreşçilere geçirmekten geri kalmamış, yeri geldiğinde de kendini bununla korumak istemiştir. Kısacası Bearer deyince akla gelecek ilk şeylerdendir Urn. Efsanelik özelliğini de buradan alır.
Mankind’ın Mr.Socko’su
Mick Foley federasyona ilk alındığında Mankind gimmickini önermişti, bu oldukça zekiceydi, aksi halde diğer gimmicklerin ömrü fazla olmayacağından Foley’in de federasyondaki görevi çabuk bitecekti. Mankind’ı Mankind yapan şeyin ne olduğunu ise onu izleyenler çok iyi bilir, Maske ve Mr.Socko. Bu maskeli adam, yeri geldiğinde Hell in a Cell’den uçmuş, yeri geldiğinde raptiyelerin üstüne Chokeslam yemiş, yeri geldiğinde yanan masaya spear ile yapışmıştır. Ama her şeye rağmen tek bir hareketi bile maçı onun lehine çevirir.
Rakip sersemledikten sonra Mankind’ın eli hemen cebine gidiyordu, bu kimi coşturmazdı ki ? Cebinden fosforlu kalem renginde göz ve ağız çizilmiş bir beyaz çorap çıkarır hızlıca eline geçirirdi. Ondan sonra ise elini havaya kaldırır ve rakibini bekleme pozisyonuna geçerdi. Rakibi arkasını döner dönmez hemen elini rakibinin ağzına daldırırdı. Rakip boğulma tehlikesi geçirir, veya psikolojik olarak yıpranır, pes ederdi. Bu hareket Mankind’ın Double Arm DDT’den sonraki ikinci finisherıydı. Adı da Mandible Claw’dı. Şüphesiz Mankind’ı hatırımızda bırakan şeydir Mr.Socko. Bu çoraplar bize çok güzel maçlar izletti. Teşekkürler Socko.
Triple H’in Sledgehammer’ı
Başlığı okur okumaz hemen bu darbeler aklınıza gelebilir. Çünkü Sledgehammer gerçekten efsanevi bir nesnedir. Triple H, gerek DX ile olduğu dönemlerde, gerekse tek başına güreştiği dönemlerde Sladgehammer’ı çokça kullanmıştır. Extreme maçlarda, rakibini bununla korkutan Triple H, RAW’a 2009’da döndükten sonra sıkça kullanmaya devam etmiştir. Özellikle Wrestlemania 25’te Orton’a geçirdiği koca Sledgehammer darbesinden sonra rahatça tuşu bulması da, Sledgehammer’ın gücünü göstermektedir.
Bu balyoz, Triple H heelken de oldukça kullanılırdı. HHH maçlara bununla gelir, sonunda bir yolunu bulup bunu kullanırdı. Hatta, Elimination Chamber’da bile Goldberg’in yegane spear’ına Sledgehammer ile karşılık vermiş ve tuşu bularak kemeri almıştır. Sledgehammer’ın mazisi çok geniştir. Şunu bilmeniz gerek ; Eğer Triple H’e meydan okuyorsanız, kafanıza koca bir Sledgehammer darbesi elbet yiyeceksiniz demektir.
Team 3D’nin Masaları
Şu lafı kaç defa duydunuz ; “Devoooon, Get the tables !”. Çok kez duymuş olanınız vardır, TNA’de şu anki adlarıyla Brother Ray, Brother Devon isimli iki takım arkadaşı, ECW’da Dudley Boyz ismiyle onlarca masa kırmıştır. Bu iki kafa dengi, tek başına güreşmeye çalışmışlar, fakat asla takım oldukları kadarkinden büyük reaksiyon yaratamamışlardır.
Team 3D, ECW-WWE dönemindeki Dudley Boyz olarak yoluna devam ederken, ikili rakibe 3D hareketini uyguladıktan sonra Ray, Devon’a döner ve bağırır. Devon gider ve bir masa kapar. İkili ya masaya TopRope Powerbomb kombinasyonunu uygular, ya da 3D hareketiyle rakibini parçalar. ECW’da nice yanan masaları kıran bu ikilinin TNA’de bile hala seyirciyi coşturan bir cümlesi var, umarım bunu uzun yıllar da duyarız ; “Devooon, Get the tables!”.
Şu Paul Bearer’e uyuz oluyom ha ne biçim adam :D ben elindekinin ne olduğunu bilmiyordum içinde su var zannediodum :D teşkler bu site sayesinde öğrendimm.